Yapay zekâ artık tek başına bir sihir değil; doğru soruları soran, bağlamı kuran ve yön veren insanlarla değer kazanıyor. 2025’in eşiğinde, Sari Azout’un kurduğu Sublime gibi girişimler, algoritmaları birer ortak haline getirerek yaratıcı süreçlere insan dokusunu geri çağırıyor. Öte yandan şirketler, hızla “tam gaz” AI’a yönelirken, başarının teknik modelden çok iş akışına, kültüre ve etik hâkimiyete bağlı olduğu daha net görünüyor.

İnsanı Merkeze Alan Yapay Zeka: 2025’in Büyük Bahsi ve Riskleri

İnsan-makine ortaklığı sahada

Sublime, fikir ve içerik keşfini otomasyonla değil kürasyonla güçlendiriyor; yapay zekâyı ikame değil tamamlayıcı bir eş-yazar olarak konumluyor. Bu yaklaşım, üretimin “neden”ini koruduğu için önemli. Nisan 2025’te TED sahnesinde konuşan Eric Schmidt de benzer bir uyarı yaptı: İnsan dışı zekânın yükselişi, yalnızca teknik bir sıçrama değil; toplumsal katılım gerektiren bir dönemeç. Kısacası, pasif izleyici değil aktif oyuncu olma zamanı.

İddia net: En iyi sonuç, insan sezgisiyle eğitilen makinelerden geliyor.

Kurumsal entegrasyonun kör noktası

MIT’nin 2025 NANDA raporu, şirketlerin yüzde 95’inin AI pilotlarında tökezlediğini söylüyor. Sorun model kalitesi değil; “öğrenme boşluğu” denilen, insan-zeka işbirliğinin süreçlere yerleşmemesi. Roller yeniden tanımlanmadıkça, veri yönetişimi netleşmedikçe ve takımlar birlikte öğrenmedikçe yatırım geri dönüşü gelmiyor. Bu yüzden, hedef fonksiyonlara göre tasarlanmış küçük ama bütünleşik kullanım senaryoları, büyük birer kaldıraç.

Medya ve eğlencede tablo farklı: Pazarın 2026’ya kadar 99,48 milyar dolar büyüklüğe ulaşması bekleniyor. Netflix bugün önerilerinin yaklaşık yüzde 80’ini yapay zekâ ile sunuyor; üretimden dijital hak yönetimine kadar zincir, ölçülebilir kazanç üretiyor. Ders açık: Standartlar, veri kalitesi ve iş akışı netse değer hızla kilitleniyor.

Önümüzdeki yıl, ölçekli başarıyı insan-makine uyumunu kurum kültürüne yazanlar yaşayacak. Risk yönetimi, şeffaflık ve yetkinlik gelişimi bir arada ilerlediğinde, AI “her şeyi yapan sihir” olmaktan çıkıp güvenilir bir altyapıya dönüşecek. Basit ama zor soru baki: Bu dönüşümün direksiyonunda kim oturacak? Cevap, çoğu zaman organizasyon şemasından önce, niyette gizli.